Mükemmel mi doğduk, sonradan mı "Mükemmel" olduk? | Ece Dizdar
Sezonun dördüncü bölümünde konuğum yönetmen/oyuncu Ece Dizdar. Ece ile oyunculuğa nasıl başladığını, günümüzde üretmeyi ve ilk kısa filmi Mükemmel'in üretim sürecini konuştuk.
Merhaba,
Güneşli günler geldi umarım güzel günleri de peşine getirir. 🌞 Sezon dura kalka devam ederken, sezonun en başında ekim ayında kaydettiğimiz Ece Dizdar bölümü geldi. 🎉 Sezonun dördüncü bölümünde konuğum yönetmen/oyuncu Ece Dizdar ile oyunculuğa nasıl başladığını, günümüzde üretmeyi ve ilk kısa filmi Mükemmel'in üretim sürecini konuştuk.
Bu sene kısa filmlere daha çok alan açma fırsatım olduğu için mutluyum. Mükemmel filmi de önce ismiyle beni kalbimden vurmuştu izledikten sonra ise düşündürdükleriyle. Yeni doğum yapmış bir annenin oğlunu sünnet ettirmeme talebini odağına alan film, mükemmel dediğimiz beden algımız üzerine düşündürüyor. Her şeyin ama her şeyin önüne gelmeye meyilli bu “mükemmel” kelimemizin köklerine biraz inmek istiyorum.
"Mükemmel", Türkçeye Arapça kökenli "kemâl" kökünden türeyerek geçmiş bir kelime anlamı ise:
Eksiksiz, kusursuz, tam ve üstün nitelikli olan.
Çok beğenilen, olağanüstü iyi.
Mükemmele varmak için ‘eksilerek’, eksiksiz olmaya çabalamak çelişkisi ise birer nişane gibi insan olmanın yakasında. Üretirken özellikle de filmin kurgu süreçlerinde mükemmele varmanın temelinde olan “eksiltme”… Yaman çelişkisiyle bu bölümün başlığına taşınmış oldu. Mükemmel mi doğduk, sonradan mı "Mükemmel" olduk?
Ece
Bu sezon kayıt tuşuna HOPE Alkazar’da basıyoruz. Kayıttayken güldüğümüz ve şaşırdığımız anlar işte burada. 👀
Filmin ortaya çıkış hikâyesi tam olarak nerede başladı senin için?
“Hikâyenin nasıl başladığını tam hatırlamıyorum çünkü sanki bana ait değilmiş gibi geliyor, bir yerden ‘download’ oldu adeta. Bu fikrin çıkış noktası lohusalık: Yıllar önce bir arkadaşım doğum yaptıktan sonra bebeğini yalayarak temizlemişti. Bu sahne zihnime kazındı; hayvansı, içgüdüsel bir an. O lohusalık hâli, o sahneyle başlasın istedim film. Zamanla hikâye bebeği koruma içgüdüsünden beden bütünlüğüne, oradan da sünnet gibi toplumsal bir meseleye evrildi. Çok kişisel başlayan bir şey, kolektif bir hafızaya dokunmaya başladı.”
Ece, doğru bilinen yanlışlar köşesinde, kendi doğrularıyla nasıl çeliştiğini anlattı.
Harita metot defterinde Ece, filmin senaryo sürecinden itibaren keşfettiği “kendine kötü olma izni vermek” metodundan bahsediyor.
Bölümün tamamını tüm podcast mecralarından dinleyebilirsiniz.