Üretim üzerine düşündüren kitaplar|No:2
Üretim üzerine düşündüren kitap/kitaplara odaklanmaya devam ediyoruz. Bu sefer konuk bir yazarı dosyamızda ağırlıyoruz, editör Sevengül Sönmez.
Herkese merhaba,
Bir süredir mail kutunuzu selamlamadım. Yeni sezon hazırlıkları, gündem ve sürekli baştan planlamam gereken haftalar derken. Zorunlu olarak verdiğim bu kısa molayı size önden haber verememiş oldum. Tekrar buluştuk. 🥂 Bu sürede sevdiklerim için endişelendiğim günler oldu.
’ya giderek dayanışmayı hissettiğim günler de. Bugünlerde merakla okuduğum bülten Açık Radyo’dan gelen “Editörün notu” serisi.Ağustos ayında başladığım üretim üzerine düşündüren kitap ya da kitaplara odaklanan dosya, ikinci sayısında editör Sevengül Sönmez’i konuk yazar olarak ağırlıyor. Sevengül’ün çalışma masasına konuk olduğum için epey keyifliyim.
Ece
Yazan: Sevengül Sönmez
Üretmek benim için bir süreç. Bu sürecin başlangıcında kimi zaman hayaller, kimi zaman da düşünceler var. Yapmak istediklerim, uzun zaman zihnimde geziniyor sonrasında. Aklıma düşenler -ürüne dönüşmese de- çalışmayı, araştırmayı, kimi zaman da konuşmayı beraberinde getiriyor ve üretmek için çıktığım yol yepyeni şeyler keşfettiğim ve öğrendiğim verimli bir maceraya dönüşüyor. Sonuçtan çok, keşifle meşgul olunca yolculuk da çok keyifli oluyor.
Üretmek benim için aynı zamanda aletlerle vakit geçirmek demek. Alet edevat çantalarına, yazı takımlarına, makinelere, laboratuvar malzemelerine, vidaya, tornavidaya, kerataya, maymuncuğa bayılıyorum... “Alet işler el övünür” atasözünü de aletlere duyduğum meraktan olsa gerek hep aklımda tutuyorum ve aletlerin hakkını teslim etmeye çalışıyorum.
İşim yazılanlar üzerinde çalışmak ve yazmak olunca alet kutumda elbette türlü renkte kalem, çalışma konularıma, kitaplara, yazarlara vb. göre düzenlendiğim çok sayıda tematik defter, bolca post-it ve cetvel var. Bilgisayarımı da bu alet kutusunun demirbaşları arasında saymalıyım elbette. Bunlar tamamsa sıra geliyor çalışırken bana eşlik eden kitapları raftan indirmeye...
Seçtiğim kitapların keşif yolculuğuna çıkacaklara faydalı olması dileğiyle...
Ve bir kez de buradan dile getireyim, en önemli düşünme ve üretme alanlarımızdan biri olan Açık Radyo susturulamaz!
Türkçe Sorunları Kılavuzu, Necmiye Alpay, Metis Yayınları, 2013
Dilimiz, Dillerimiz, Necmiye Alpay, Metis Yayınları, 2014
Dil Meseleleri, Necmiye Alpay, Metis Yayınları, 2018
Alet kutumun olmazsa olmazı Necmiye Alpay’ın büyük bir titizlikle hazırladığı Türkçe Sorunları Kılavuzu. Bu kılavuzun okuyan, düşünen herkesin yakınında olması gerektiğini söylemeden geçmeyeyim. Necmiye Alpay’ın dil üzerine yazılarının bir araya geldiği, sorunları tespit edip çözüm önerileri sunduğu diğer kitapları Dilimiz, Dillerimiz ve Dil Meseleleri’ni de kitaplığınıza ekleyin. Dil, düşünmenin en temel aracı; düşünsel, sanatsal üretim dilde başlıyor. Bu nedenle yeni bir şey üretmeye başlamadan dil üzerine düşünmenizi, okumanızı öneririm.
Görsel Baskı Öncesi Hazırlık ve Üretim Sözlüğü, Gavin Ambrose & Paul Harris, Çevirenler: Mehmet Emir Uslu & Candan Cengiz, Literatür Yayınları, 2010
Görsel Grafik Tasarım Sözlüğü, Gavin Ambrose & Paul Harris, Çeviri: Bilge Barhana, Literatür Yayınları, 2010
Bir kitap yapıcısı (üreticisi) olarak metnin kitaba dönüşmesi yolundaki her adımla ilgilenmeyi önemsiyorum -seviyorum da. Bu nedenle alet kutumda cetvel var. Sayfanın ya da kitaba girecek görsellerin ölçüsünü somut olarak görmek işimi kolaylaştırıyor. Elbette ortaya çıkacak kitabın sırt ölçüsünü, cilt payını, ayracının ölçülerini de düşünmem gerekiyor. İçeriğin somut bir nesneye dönüştüğü kitap yapım sürecinde tasarım ekibiyle ve baskı sorumlularıyla aynı dili konuşabilmenin de önemli olduğunu düşünüyorum. Görsel Baskı Öncesi Hazırlık ve Üretim Sözlüğü bu nedenle alet kutumda özel bir yere sahip. “Bu fontun italiği yok, oblik yapalım mı?” diyen dizgiciye ya da “bu kadar kalın bir kitabı İncil kâğıdına basmak daha doğru olur” diyen üretim sorumlusuna yanıt vermeden önce şöyle bir göz atıyorum. Üretim süreçlerinde bu soruların çok daha fazlasını yanıtlamak zorunda kalan editörlere tavsiyem Görsel Baskı Öncesi Hazırlık ve Üretim Sözlüğü’yle birlikte Görsel Grafik Tasarım Sözlüğü’nü de ellerinin altında bulundurmaları.
Ölünceye Kadar 1-2, Memet Fuat, Adam Yayınları, 2003
Kitap Eleştirileri, Memet Fuat, Adam Yayınları, 2002
Başta yayıncılık alanında olmak üzere pek çok işin bir zamanlar nasıl yapıldığını da çok merak ederim. Bu nedenle üretme pratiklerinin ve deneyimlerinin anlatıldığı anı, günlük, mektup gibi türleri okumayı çok seviyorum. Bu metinleri okumanın “usta-çırak” ilişkisi kurmanın bir yolu olduğunu düşünüyorum. Yayıncılık alanında ustam olarak kabul ettiğim, yazdıklarını bu gözle defalarca okuduğum Memet Fuat’ın iki ciltlik günlüğü Ölünceye Kadar bu açıdan benim için eşsiz bir kaynak. Memet Fuat’ın çalışma disiplinini, meraklarını, ekip çalışması sırasında yaşadığı zorlukları, bunları aşma yöntemlerini ama en çok “iyi bir kitap yapma arzusunu” yakından takip etme olanağı veriyor bu günlükler. Günlüğün sayfaları arasında gezinirken 23 Nisan 2001’de “Kitap Eleştirileri’ne başladım.” cümlesiyle karşılaştım. Yayıncılığı öğrenmek isteyenler için çok önemli bir kılavuz olduğunu düşündüğüm Kitap Eleştirileri’nin bendeki yeri ayrıdır. Hızla okumaya devam ettim, Memet Fuat birkaç gün arayla kitabının hazırlık sürecini, her gün ne kadar çalıştığını, yapması gerekenleri de ekleyerek yazmış:
25 Nisan 2001 - “Kitap Eleştirileri ilerliyor.”
29 Nisan 2001 - “Kitap Eleştirileri’nin dizinini yapıyorum.”
8 Mayıs 2001 - “Dün Kitap Eleştirileri’ni bitirdim. Dizini çalışabilirsem bilgisayara geçireceğim.”
15 Mayıs 2001 - “Kitap Eleştirileri bitmek üzere.”
16 Mayıs 2001 - “Kitap Eleştirileri’nin sunu yazısı kaldı. Bugün yazacağım. Her gün bir saat iki saat çalışarak da iyi kötü iş üretilebiliyor.”
17 Mayıs 2001 - “Sunu yazısına başladım, ama bitiremedim.
Tartışmalar ile Kitap Eleştirileri’nin arka kapaklarına da bir şeyler düşünmeliyim.
Çalışamıyorum.”
18 Mayıs 2001 - “Sunu yazısını bitirdim. Arka kapak yazılarını da yazdım.
Bugün iki kitabı da zarflara koyup yayınevine gönderilecek duruma getireceğim.”
Ölünceye kadar çalışmaya, üretmeye devam eden Memet Fuat’ın günlüğünü okurken titizliğine, dikkatine, özenine ve açık sözlülüğüne bir kez daha hayran oldum.
Yazma Üzerine Sohbetler, Ursula K. Le Guin, Söyleşi: David Naimon, Çeviri: Özge Duygu Gürkan, Metis Yayınları, 2020
Sevdiğim yazarların üretme süreçlerini anlattıkları kitapları keyifle okuyorum, ilham kaynaklarını, nasıl yazdıklarını, çalışma disiplinlerini, etkilendikleri sanatçıları öğrenmeyi ilham verici buluyorum. Kimi yazarlar bu konuda oldukça cömert; Ursula K. le Guin de sanırım bunların en başında yer alıyor. Yazmaya dair pek çok kitabı Türkçeye çevrildiği için şanslıyız. David Naimon’la yaptığı söyleşi kitabı Yazma Üzerine Sohbetler’i bu yazı için elime bir kez daha aldığımda, Kurmaca Üzerine bölümünde yazarın alet ve edevatlarından bahsettiğini görünce buraya eklemek istedim: “İnsanlara yazmaları için gerekli olan donanımı vermiyoruz, onlara sadece ‘sen de yazabilirsin’ diyoruz ya da ‘herkes yazabilir, otur da başla hadi! Ama herhangi bir şeyi yapabilmen için öncelikle onu yapmanı sağlayacak aletlerinin olması lazım.” Yazma Üzerine Sohbetler’de Ursula K. Le Guin’i çarpıcı yanıtlarıyla birlikte ilham aldığı eserlerden pasajları okumak, işaret ettiklerini derinlemesine düşünmemizi de sağlıyor.
Manuel Bir Daktiloya Ağıt, Jonas Mekas, Çeviri: Baran Bilir, Lemis Yayın, 2023
Yazmayı ne tetikler? Düşünceler, hayaller, sorumluluklar, zorunluluklar... Liste uzayıp gider. Yanıt herkese göre şekillenir. Peki ya Jonas Mekas’ın yanıtını biliyor musunuz? Daktilo. “Masamın başına oturdum ve daktiloyu gördüm ve YAZMAK ZORUNDA KALDIM” diyor Mekas, Manuel Bir Daktiloya Ağıt kitabında. Tuşlar, daktilo kolu, şerit ve kâğıtla şekillenen bir düşünme, üretme, yazma sürecini hatırlatan bu küçücük kitap, üretme süreçlerinde aletlerin etkisini biraz da eğlenceli biçimde anlatıyor. Yazının sonuna yaklaşırken ben de kendi kendime soruyorum, bu yazıyı daktiloda yazsaydım, kaç kâğıt ziyan eder, kaç kez vazgeçerdim acaba? Neyse ki bilgisayar var... Dememiş miydim, alet işler el övünür.
Sentez ve Montaj, Özer Kabaş, Araştırma ve Yayıma Hazırlayanlar: Sezin Romi, Tuğçe Kaplan, Vasıf Kortun, Salt / Garanti Kültür AŞ., 2023
Sanatçı ve edebiyatçı arşivleri, sanatçıdan / edebiyatçıdan geriye kalan görülmemiş, yayımlanmamış eserlere, taslaklara ve çok çeşitli malzemeye ulaşmamızı sağlamanın yanı sıra üretim sürecine tanıklık etmemize olanak verdiği için çok özel bir alandır. Arşivlerden yapılan yayınlar, sergiler de üretime dair düşünmemizi, kimi zaman da yeniden üretmemizi teşvik eder. Salt Araştırma bünyesinde bir araya getirilen Özer Kabaş arşivinde Özer Kabaş’ın çalışmaları, sanat, zanaat, tasarım, sinema, temel sanat eğitimi üzerine yazıları, yeterlilik tezi ve İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne katkılarını gösteren fotoğraf, dia, belge ve efemeralar bulunuyor. İncelemek isteyenler için arşivin linkini de ekleyeyim. Bu arşivin tasnif edilmesi ve kataloglanması sürecinin ilk ürünü de Sentez ve Montaj adını taşıyan kitap, Kabaş’ın 1966-1997 arasında yazdığı yazılar, kendisiyle yapılan söyleşileri, katıldığı açıkoturum ve panel konuşmaları ve ölümünden sonra düzenlenen “Özer Kabaş’ın Bıraktığı İzler” toplantısının dökümü yer alıyor. Vasıf Kortun’un değerlendirme yazısı da Özer Kabaş’ın çalışmalarını, pratiğini ve meselelerini anlamamıza yardım ediyor. Özer Kabaş’ın sanat üretiminde mesele edindiği “sentez” ve “montaj”ı derinlemesine irdelediği yazılarda özgünlük, taklit etme; yerellik, evrensellik gibi meselelere dair önemli tespitlerde bulunuyor. Sanatın formdan ibaret olmadığını, özgün bir içerik olmaksızın bir formun üretilmesinin “montaj”dan öteye gitmeyeceğini ileri süren ve savunan Özer Kabaş’ın “sentez” düşüncesini ve bu düşünce doğrultusunda ürettiği eserleri görmek ve kendisiyle yapılan söyleşileri okumak sanat üretimi üzerinde tekrar tekrar düşünmemizi sağlıyor. Kitabın tasarımı da çok özenli, künye sayfasında hem kitabın nasıl hazırlandığı hem de kitapta kullanılan fontlar anlatılmış. Okumak isterseniz kitabın e-versiyonuna buradan erişebilirsiniz.
Kitaplar, resimler, fotoğraflar, müzikler ve daha pek çok eser bize onu üretenin paylaşma arzusuyla ulaşıyor. Böylece üretmenin kendine has sevinci paylaşmayla çoğalıyor. Şairin dediği gibi “karanfil elden ele...”
📌 Üretim üzerine düşündüren kitaplar|No:1
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.
Necmiye Alpay kitapları bence mütercim tercümanlık, çeviribilim bölümlerinde okunmalı, önerilmeli. Buralarda daha çok Akşit Göktürk ismi geçer genellikle ama dil ile ilgili yazılmış çizilmiş her şey bu bölümleri de kapsıyor. Benim kitap listeme girdiler 🌸 Bir de geçen gün Kıraathane Kitap Şenliği'nde Manuel Bir Daktiloya Ağıt kitabını almıştım şöyle bir kurcalayıp, burada öneri olarak görmek de yerinde bir tercih yaptığımı söylüyor 🌟😊🌿
Bu seriye bayılıyorum. 🫠